H2S DESÜLFÜRİZASYON SİSTEMİLERİ

H2S DESÜLFÜRİZASYON SİSTEMİLERİ

HİDROJEN SÜLFÜR HAKKINDA BİLGİ
Hidrojen sülfür, kimyasal formülü H2S olan, renksiz, kötü kokulu (çürük yumurta benzeri), zehirli, aşındırıcı ve yanıcı bir gazdır. Lağım gazı veya kanalizasyon gazı olarak da bilinir.
Önemli bir çevresel kirletici olan hidrojen sülfür (H2S) gazının bertarafı günümüzün en önemli problemleri arasındadır. Çünkü hidrojen sülfür (H2S) gazı havadan ağır, çok zehirli, korozif, yanıcı, patlayıcı ve çürük yumurtaya benzer kokulu bir gazdır. Bu özelliklerinden dolayı hidrojen sülfür (H2S) gazı çevre ve insan sağlığı açısından çok önemli kirleticidir. Hidrojen sülfür (H2S) gazının çevre ve insan sağlığı açısından sebep olabileceği ciddi tehlikeleri azaltmak ve bertaraf etmek önemli bir çalışma konusudur.
Hidrojen Sülfür Zararları Hidrojen sülfür gazı toksik yani zehirli gazlardan biri olup ayrıca yangın ve patlama gibi riskler de oluşturur. Bunların yanında metalleri aşındırma özelliği nedeniyle uzun süreli etkileşimde metallerin aşınmasına ve buna bağlı olarak yıkılma, çökme gibi olaylara neden olabilir.
Soluduğumuz havada %0,1 hidrojen sülfür bulunması halinde yalnızca birkaç dakikada bilinç kaybı ve ölüm gerçekleşir.
 
H2S DESÜLFÜRİZASYON SİSTEMİLERİ
 
Hidrojen sülfür(H₂S) gazının biyogazdan uzaklaştırılmasında yaygın olarak kullanılan yöntemlerden biri biyolojik desülfürizasyon yöntemidir. Bu yöntemde de biyogaz özel dolgu malzemesi ile dolu kule içerisinden geçirilir. Kimyasal desülfürizasyon sistemlerinden farklı olarak, biyolojik desülfürizasyon sistemlerinde biyogaz herhangi bir kimyasal ile temas etmez. Kule içerisinde oluşturulan ve dolgu yüzeylere tutunan özel bir bakteri türü ile hidrojen sülfür giderimi sağlanmaktadır. Bakteri hidrojen sülfürün parçalanmasını sağlar ve bunun için de oksijene ihtiyaç duymaktadır. Bu nedenle kule içerisine kontrollü şekilde oksijen ve bakterileri beslemekte kullanılan özel besin takviyeleri yapılmaktadır.
Biyolojik desülfürizasyon sitemleri ilk yatırım maliyetleri olarak yüksek maliyetli desülfürizasyon sistemleridir. Fakat işletme maliyeti olarak kimyasal desülfürizasyon sistemlerine göre daha avantajlıdır. Kule içerisine verilen oksijenin biyogaz kalorifik değerini düşürmesi biyolojik desülfürizasyon sistemlerinin en büyük dezavantajıdır. Biyogaz içindeki hidrojen sülfür oranının yüksek olması da kule içi dolgularda tıkanmalara sebebiyet verebilmektedir. Bu sistemden çıkan atık, digester çıkışı gübrenin zenginleştirilmesinde kullanılmaktadır.
 
 AVANTAJLARI;
- Yüksek oranda Hidrojen Sülfür (H2S) giderimi
- Düşük işletme maliyeti
- Düşük basınç kaybı
- Özelleştirilebilir tasarım
- Kimyasal tüketimi olmaması
- Uzun kullanım ömrü (plastik kule, medya ve borulama)
Hidrojen Sülfür Giderimi için endüstriyel olarak şu yöntemler uygulanmaktadır:
Aktif Karbon
Biyolojik Giderim
Demir Şelat Giderim
  
KURU KÜKÜRT GİDERME PRENSİBİ
 
NCG gazı içerisindeki H2S (Hidrojen sülfür) güçlü bir aşındırıcı etkisi olan ve oldukça zehirli ve zararlı bir gazdır. H2S kısa süre içerisinde atmosferde Çevreyi kirleten ve insan sağlığını kötü yönde etkileyen (SOX) kükürt oksit gazlarının oluşmasına neden olur. Bu nedenle, hidrojen sülfür kaynağında yok edilmeli ve izin verilen emisyon değerlerinin altına indirilmelidir.
NCG, Absorbsiyon kulelerindeki aktif karbon ve demir oksit ızgaralarından geçirilerek içerisindeki H2S’i demiroksit üzerine bırakmaktadır. Absorbsiyon reaksiyonu ve regenerasyon reaksiyonu aşağıdaki gibi olmaktadır.
Absorbsiyon stage:   Fe2O3 ·H2O+3H2S = Fe2S3 ·H2O+3H2O
Regeneration stage:  2Fe2S3·H2O+3O2=2Fe2O3·H2O+6S


 
 
 
 
DEMİR ŞELAT H2S GİDERME SİSTEMİ
 
Demir şelat, pound bazında hidrojen peroksitten daha pahalı olmasına rağmen, hidrojen peroksit bazlı proseste kimyasal maliyetler daha yüksektir. Ferrik demir şelattan farklı olarak, hidrojen peroksit ile oksidasyon H2S'ye özgü değildir ve bu nedenle daha fazla hacimde hidrojen peroksit gerektirir. Ayrıca, peroksit yalnızca tek geçişli bir yolda kullanılırken, düşük katı maddeli işlem soğutma kulesinde yeniden oksitlenir ve birkaç kez geri dönüştürülür. Sonuç, düşük katı maddeli proseste demir şelat maliyetinin peroksitten önemli ölçüde daha düşük olmasıdır. Ek olarak, demir şelat reaktif peroksit tehlikesine sahip değildir ve işlenmesi daha güvenlidir.